Hastalarımız için

Kafa Tabanı Cerrahisi Nedir?

Kafa tabanı, beyni çevreleyen kafatasının ve yüzü oluşturan kemiklerin bir araya gelmesiyle oluşur. Kafatasının alt kısmını oluşturan kemikler, göz yuvasını, burun boşluğunun çatısını, bazı sinüsleri ve iç kulağı çevreleyen kemikleri de içerir. Kafa tabanı, birçok kan damarı, sinir ve omuriliğin geçtiği karmaşık bir bölgedir.

Kafa tabanı cerrahisi, beynin alt kısmı, kafa tabanı veya omurganın üst birkaç omurunda bulunan kansız ve kanserli büyümelerin veya anormalliklerin çıkarılması amacıyla yapılabilir. Bu bölgeye ulaşmak ve görüntülemek oldukça zordur. Kafa tabanı patolojilerinin tedavisi multidisipliner yaklaşım gerektirir. Kafa tabanı cerrahi ekibi, beyin cerrahisi, kulak burun boğaz cerrahisi, maksillofasiyal cerrahi, orbita cerrahisi, girişimsel radyoloji, radyasyon onkolojisi, medikal onkoloji ve gerektiğinde rekonstrüksiyon için plastik cerrahinin birlikte çalışmasını gerektirir.

Kafa tabanı cerrahisi hangi durumlar için kullanılır?

* Doğuştan gelen kistler
* Enfeksiyonlara bağlı büyümeler
* Burun ve burun etrafı sinüslerin (sinonazal) tümörleri
* Hipofiz tümörleri
* Meningiomlar (beyin zarı tümörleri)
* Kafa tabanının alt kısmında bulunan yavaş büyüyen kemik tümörleri (kordomalar)
* Tek taraflı yoğun yüz ağrısı (trigeminal nevralji)
* Hipofiz bezine yakın büyümeler (kraniyofaringiomalar)
* Beyin omurilik sıvısı fistülleri
* Beyindeki kan damarlarında oluşan zayıf, sıklıkla şişkin bir alan (Anevrizmalar)
* Arteriyovenöz malformasyonlar (anormal damar bağlantıları)
* Orbital (göz çukuru) kitleler

Bu rahatsızlıkların genellikle görme kaybı, burun kanaması, burun tıkanıklığı, yüzde uyuşma, asimetrik işitme kaybı, baş/yüz ağrısı, denge sorunları veya hormonal bozukluklar gibi belirli semptomları vardır. Bu semptomlar genellikle yavaş yavaş ortaya çıkar ve bir KBB uzmanı ve/veya beyin cerrahı tarafından bilgisayarlı tomografi (BT) taraması ve manyetik rezonans (MR) görüntülemeleri kullanılarak teşhis edilir. İşitme testleri, görme alanı testi veya arteriyel çalışmalar gibi özel testler de yapılabilir.

Kafa tabanı cerrahisi türleri nelerdir?

Kafa tabanı cerrahisi genellikle iki şekilde yapılabilir. Tercih edilen yöntem endoskopik cerrahi olsa da büyümenin türüne ve konumuna bağlı olarak açık cerrahi de bir seçenek olabilir:

Endoskopik Kafa Tabanı Cerrahisi:

Bu cerrahi türü genellikle büyük bir kesi gerektirmez. Cerrahi, genellikle bir endoskopik prosedürle gerçekleştirilir. Bu prosedürde, cerrah, aletleri kafatasının doğal açıklıklarından — burun, ağız veya göz çukuru — içeriye sokar. Bu tür bir cerrahi, beyin cerrahları, kulak burun boğaz cerrahları, maksillofasiyal cerrahlar ve radyologlardan oluşan bir uzman ekibi gerektirir.

Cerrahlar, endoskop aracılığıyla büyümeyi çıkarmak için burun içinden ulaşıp beyin zarında küçük bir açıklık yapabilir. Uzmanlar, işlem sırasında tüm büyümenin çıkarıldığından emin olmak için manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi görüntüleme tekniklerinden veya navigasyon denilen haritalama teknolojilerinden yararlanabilir.

Mikroşirürjikal Kafa Tabanı Cerrahisi:

Bu cerrahi, kafa tabanı cerrahisinin temel yaklaşım şeklidir. Genellikle yüz-kafatasında kesiler ve çeşitli boyutlarda kemik parçaları çıkarılabilir. Temel olarak bir mikroskop kullanılır. Bu girişimlerde beyin cerrahi, kulak burun boğaz, maksillofasiyal cerrahi ve plastik cerrahi uzmanı birlikte çalışır. Gerektiğinde girişimsel nöroradyolog ekibe dahil olur. Burada amaç maksimum tümör çıkarımı sağlamaktır. Bu cerrahide tümör çıkarımı için CUSA (ultrasonik aspiratör), lazer, navigasyon ve bipolar gibi ileri teknoloji cihazları kullanılır. Bu kafa tabanı girişiminde tümöre ulaşmak için çeşitli yaklaşım şekilleri tarif edilmiştir. Sağlam doku hasarını en aza indirmek önemlidir.

* Nöronavigasyon ile cerrahi yaklaşım: Hastanın saçlı derisine, yüzey belirleyicileri veya lazer işaretleri kullanımı ile baş ve yüzün topografik anatomisi çıkarılmaktadır. Elde edilen veriler beyindeki hastalığın BT veya MR görüntüleri kullanılan bilgisayar yardımıyla planlanması yapılmaktadır. Sanal ortamda planlanan görüntülerin, gerçek ortama yansımasında saçlı deri kesisi, kemik pencere kaldırılması ve daha önemlisi beyin içerisinde varılacak hedef, 3 boyutlu olarak seçilmektedir.

Bu planlama ve sanal işlem Kafa tabanı cerrahisi yapılacak bölgeye ulaşmada büyük katkılar sağlamaktadır. Lezyonel hedefe en kısa, en doğru ve en güvenilir yol seçilmektedir. Bu teknolojiyle kullanılarak yapılan ameliyatların hastadaki kazanımları çok fazladır. Hastanede kalış süresi azalır, kanama riski azaltılır, ameliyat süresi azalır ve hasta erken gündelik hayata dönebilir. Ayrıca lezyona ulaşım esnasında kritik dokulara ve beyine zarar vermeden tam çıkarım sağlamasıdır.

* İntraoperatif MR: Minimal invaziv tekniklerin gelişmesi ile birlikte girişimsel yaklaşımlarda ve kafa tabanı cerrahi pratiğinde intraoperatif manyetik rezonans görüntüleme (ioMRG) teknolojisine olan ilgi artmıştır. Multiplanar ve gerçek zamanlı görüntüleme yapılabilmesi ve mükemmel yumuşak doku çözünürlüğü olması nedeniyle oldukça avantajlıdır. Operasyon esnasında MRG uyumlu cihazların kullanılmasını gerektirir. Gelişen MRG teknolojisi ile beraber cerrahi teknoloji de gelişmiştir.

İoMRG manyetik alan gücü 0,12T- 3T arasında değişebilir. Manyetik alan gücü arttıkça görüntü kalitesi ve fonksiyonel gelişme de artmaktadır. Cerrahi esnasında çıkarılan tümör miktarının kontrol edilmesi, cerrahiye olan güveni de artırmaktadır. Eş zamanlı olarak maksimum tümör rezeksiyonu yapılabilmekte ve kritik dokuların fonksiyonları da korunabilmektedir.

Kafa tabanı cerrahisinde profesyonel merkezler intraoperatif MR kullanımı ile cerrahi girişimlerini uygulamaktadır.

* Nöromonitörizasyon: Kafa tabanına yönelik yapılan ameliyatlarda kullanılan ileri sağlık teknolojilerinden biri nöromonitörizasyon sistemidir. Baş, boyun ve omurga-omurilik ameliyatlarında kullanılan bu teknoloji ile cerrahi esnasında sinir dokularının hasar görmesi önlenir. Nöromonitörizasyon, ameliyat başlamadan hastanın motor, duyu ve refleks yanıtların kaydedilmesini ve ameliyat boyunca bu sinyallerin takipte tutulmasını içerir. Bu Sistem, operasyon boyunca sinir dokusuna ne kadar yaklaşıldığını, verdiği sinyallerle gösterir. Nöromonitörizasyon hastanın sinir sistemini uyarır. En önemlisi sinir sisteminin aktivitesini ameliyat boyunca kayıt altında tutar. Kafa tabanı cerrahisinde çok kritik sinir ve damar dokuları ile yakın çalışma alanı içerir. Bu nedenle uzmanlar bu sistemi komplikasyon riskini azaltmak için sıkça kullanmaktadır.

Kafa tabanı hastalıklarının tedavisinde cerrahi yaklaşımların dışında seçenekler de vardır. Bunlar arasında kemoterapi, radyoterapi, gama knife, cyber knife ve proton terapi sayılabilir.

* Radyocerrahi uygulamaları: Radyocerrahi fonksiyonel ve lezyonel hastalıklarda kullanılan bir tedavi uygulama şeklidir. İçerisinde cerrahi kelimesi bulunsa da klasik bir cerrahi uygulama yöntemi değildir. Anlamı; dokuların kesiye gerek kalmadan radyasyon ışınları ile cerrahi tedavi benzeri tedavi edilmesidir. Bu amaçla hastalıklı dokular önceden görüntüleme yöntemleri ile tespit edilir ve bu alanlara radyoaktif ışınları gönderilir. Bu kapsamda Gamma ışınları, protonlar ve X ışınları kullanılır. Etkileri göz önünde bulundurulduğunda normal bir cerrahi işlem kadar iyi sonuçlar ortaya çıkarır. Tek seanslık bir radyasyon tedavisi olduğu gibi özel durumlarda fraksiyone (3-5 gün gibi) tedavi de güncel tedavi pratiğinde kullanılabilir. Lezyon çevresi sağlam dokuların korunabilirliği en üst düzeydedir. Tedavi aşamasında hastalara bazı yöntemlerde başa çerçeve takılması gerekebilir. Hastaların tedavi planlamasında yüksek görüntü çözünürlülüğü ve ince kesit aralıklarına sahip radyolojik tetkikleri kullanılır. Planlama bilgisayar programları desteğinde tamamlanır. Radyocerrahi günümüzde iyi-kötü huylu tümörler, ağrı, hareket bozukları, psikiyatrik hastalıklar ve epilepsi gibi hastalıkların tedavilerinde rutin olarak uygulanan yöntemlerinden biridir. Ayrıca kafa tabanı cerrahi sonrası artık olarak kalan lezyonların tedavisinde de vazgeçilmez bir seçenektir. Radyocerrahi cihazları son yarım yüzyılda geliştirilmiş ve ciddi hasta sayılarına ulaşmıştır. Proton Beam, Gamma Knife ve cyberknife vb. gibi yüksek teknoloji içeren cihazlar bu amaçla kullanılmaktadır.

* Noroendovaskuler tedavi yöntemi: Damar içi (endovasküler) beyin ve boyun damar girişimlerinin genel tanımlamasıdır. Temel teknik yüksek teknolojiye sahip anjiyografidir. Konusunda yetişmiş hekimler tarafından uygulanması gereken işlemdir. Genel olarak kasık bölgesindeki damara çok ince ve özel yapıda tüpler yerleştirilip tedavi edilecek alana damar içinden ulaşılır. Görüntü ekranlarında tanı ve tedavinin tüm aşamaları canlı olarak gözlemlenir. Bu yöntemin sağladığı en büyük avantaj ise kafa tabanı cerrahisinde tümör kanlanmasını ameliyat öncesi azaltmaktadır. Bu sayede operasyon anında daha az kanama olur. Postoperatif donem yaşamsal değerlerde sorun olmaz. Ayrıca damarsal lezyonların yardımcı veya direkt tedavi yöntemi olarak uygulanabilir.

Kafa tabanı hastalıklarının tedavileri sonrasında hekimleriniz ve ekipleri size günlük aktivitelerinize hızla dönmeniz için destek olacaklardır. Nörorehabilitasyon, hastanın sinir sistemi özelinde meydana gelen bir bozukluğa bağlı olarak yürüme, konuşma ve hareket gibi işlevlerin kaybını iyileştirmeyi ve semptomlarını azaltmayı hedefler. Yaşam kalitesini arttırır ve hastayı günlük hayatta en üst seviyede bağımsızlık düzeyine ulaştırmayı amaçlar. Kafa tabanı cerrahisinde ortaya çıkabilecek komplikasyonların (Kas zayıflığı ve anormal kas tonusu, Ağrı. Yürüme güçlüğü, Yutma güçlüğü, Konuşma güçlüğü, Görme ve denge koordinasyonundaki bozukluklar vb.) giderilmesinde temel tedavi yöntemidir.

Tedavileriniz sonrasında da klinik takiplere devam edilecek ve belirli sıklıklarla yapılacak olan MR ve tomografi görüntülemeleri ile kontrolleriniz devam edecektir.

Hasta Danışma Formu